Mental ve fiziksel engellilerde ağız ve diş sağlığı
Engelli çocuklarda genelde temel sağlık problemlerinin rehabilitasyonu ile uğraşılırken, ağız ve diş sağlığı ihmal edilmektedir. Oysa bu süreçte diş problemleri ve dişeti hastalıkları ilerleyerek ve tedavisi güç aşamalara ulaşmaktadır. Erken safhada uygulanacak önleyici tedavilerin uygulanması ve ebeveyne ağız ve diş sağlığı konusunda eğitim verilmesi, ilerde oluşabilecek ağız ve diş hastalıkların önlenmesinde en önemli çözüm yoludur.
Engelli çocuklarda diş bakımına ne zaman başlanılır
Normal çocuklarda olduğu gibi dişler ağızda sürdüğünde her öğünden sonra ıslak bir gazlı bez veya tülbentle anne ya da hasta bakıcısı tarafından temizlenmelidir. 2 yaş civarında macunsuz, çocuklara özel küçük ve yumuşak kıllı diş fırçası kullanılarak diş bakımına başlanır. 3–3,5 yaşından sonra ve tükürme fonksiyonu yerine getirilebildiği zaman florür içeren çocuk diş macunu kullanılarak çocuğun ağız ve diş bakımı yapılmalıdır. Mümkünse her öğünden sonra dişler temizlenmelidir, ayrıca diş çürüğü oluşturmayacak gıda ürünleri ile beslenilmelidir.
Engelli çocuklarda hangi tip fırça kullanılmalıdır?
Engelli çocukların kullanıma yönelik özel diş fırçalar üretilmiştir. Ayrıca kendi fırçalama işlemini yapabilen çocuk için, normal çocuk fırçasının sapına çeşitli modifikasyonlar yaparak diş fırçasının tutmada kolaylık sağlanabilir. Elektrikli diş fırçaları da titreşim yaparak diş temizliği sağlamaları nedeniyle engelli bireylerde kullanım kolaylığı sağlamaktadır.
Dişlerin üzerindeki yemek artıklarını ve bakteri plağını uzaklaştırmanın en etkili yöntemi fırça ve macun kullanarak yapılan mekanik temizleme işlemidir. Bunun mümkün olmadığı durumlarda ıslak gazlı bez ya da pamuk çubuklarla ağızdaki yemek artıklarının uzaklaştırılması mümkündür. Ayrıca ağızda bakteri plağı oluşumunu engellemek için gargaralardan faydalanabilinir.
Diş çürüğünü önlemek için neler uygulanabilir?
Florürün ağız ortamında uygun oranda ve sürekli bulunması durumunda diş çürüğü oluşumunu önlediği yapılan çalışmalarla ispatlanmıştır. Engelli bireyler için günlük tablet formları veya diş hekimi tarafından uygulanan florür jel formları tercih edilir. Solüsyon şeklindeki formlar çalkalama ve tükürme yapamayan bireylerde yutma riski nedeniyle kullanılmamaktadır.
Dişlerin çiğneyici yüzeylerindeki derin oluklar gıda artıkların ve bakteri plağın birikimine neden olurlar. Etkin fırçalamanın düzenli yapılmadığı bireylerde bu bölgelerde çürük oluşma riski daha fazladır. Bu bölgelerde diş çürüğü oluşmadan diş hekimi tarafından cilalar (fissür örtücü) ile kapatılması çürük oluşumunu engeller. Daimî azı dişleri sürer sürmez bu önleyici uygulama önerilmektedir.
Ayrıca engelli bireyin diyeti ve beslenme programının doktor veya diyetisyen tarafından ayarlanması büyük bir önem taşımaktadır. Bilindiği gibi diş çürüğünün ana nedeni şekerli, asitli ve ağza kolayca yapışan ve uzun süre kalan maddelerdir. Bol şekerli ve karbonhidrat içeren gıda maddelerinin öğünler aralarında verilmesinden kaçınmak gerekir. Püre tarzında, yumuşak gıdalarla beslenmek zorunda olan engelli bireyler daha fazla çürük riski altındadır. Şurup formundaki ilaçların çoğunun şeker olarak tatlandırıcı madde içerdiğini unutmamak gerekir. Bu ilaçları sürekli kullanmak zorunda olan bireylerde diş ve diş eti çevresinde plak birikimi artar ve buna bağlı çürükler ve dişeti hastalıkları gözlenir. Bu problemlerin riskini ortadan kaldırmak için rutin günlük ve hemen yemeklerden sonra uygulanan ağız ve diş temizlik yöntemlerine önem verilmelidir. Buna ilaveten rutin diş hekimi kontrolleri ve önleyici uygulamalar ihmal edilmemelidir. Yemeklerden sonra bir parça peynir yenmesi de diş çürüğünü önlemede yardımcı bir işlem olarak sıralanabilir.
Kötü ağız kokusunu gidermek için ne yapılmalıdır?
Kötü ağız kokusunun başlıca nedeni ağız dokuları arasında biriken yiyecek artıklarıdır. Diş çürükleri, yiyecek birikimine neden olan taşkın yapılmış dolgular da kötü ağız kokusuna neden olmaktadır. Kötü ağız kokusunu önlemek amacıyla dişlerin özellikle çiğneyici yüzeylerinin, ara yüzeylerin, diş etlerinin, dişlerle yanaklar arasındaki oluğun ve dilin temizliğinin çok iyi yapılması gerekir. Bu olasılıklar değerlendirildiği halde ağız kokusu giderilemiyorsa birey genel sağlık durumu açısından değerlendirilmelidir. Unutulmamalıdır ki bazı sistemik hastalıklarda ağız kokusu ön plana çıkmaktadır (örn: diyabet hastalarında aseton kokusu gibi).
Ağız kenarlarındaki ve ağız içindeki yaralar
Ağız kenarlarındaki çatlaklar ya da yaraların iyileşmesi oldukça zordur. Bu bölgelere düzenli olarak koruyucu bir krem ya da vazelin sürülmesi problemi önleyebilir. Ağrıyı azaltıcı etkisi olan gargarların ya da yara üzerine direkt olarak uygulanan pomatların kullanılması engelli bireyi rahatlatır.
Ağız kuruluğunun nedenleri nelerdir? Bunlar nasıl önlenir?
Sistemik bazı ilaçların kullanımı (antihistaminik, antidepresan, antiparkinson ve psikotrapötikler gibi) tükürük salgısının azalmasına neden olur. Ayrıca baş-boyun bölgesinden ışın tedavisi tedavisi görenlerde, tükürük bezlerinin fonksiyon bozukluklarında, hipertansiyon, şeker hastalığı ve kronik depresyon durumlarında tükürük salgısı azalır. Bu durum diş çürüklerine yol açar. Tükürük salgısını attırmak için çeşitli yöntemlerden yararlanmak mümkündür. Yarım çay kaşığı karbonat bir bardak suya karıştırılır. Hazırlanan gargara gün boyu ihtiyaca göre sık sık kullanılır (2 saatte bir). Ayrıca şekersiz sakızlar ve ağızda eriyebilen tabletlerden faydalanabilinir. Su ve süt iyi birer tükürük benzeri yapı olarak kabul edildiklerinden engelli bireylerde sıkça tüketilmesi önerilir.
Referans: Engelliler için, Ağız Diş Sağlığı Rehberi; Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı, Türk Diş Hekimleri Birliği, Sağlık bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü Ağız ve Diş Sağlığı Daire Başkanlığı ve Drogsan A.Ş katkılarıyla Prof. Dr. Alev ALAÇAM ve Prof. Dr. Seval ÖLMEZ tarafından hazırlanmıştır.