Bizi Takip Edin!
  1. Ana Sayfa
  2. Tedaviler
  3. Ortodonti

Ortodonti nedir? Ortodontist nedir?

Ortodonti; diş, çene ve yüzdeki düzensizliklerin teşhis, tedavi ve önlenmesi ile ilgilenen diş hekimliğinin bir dalıdır. Ortodonti, Latince' de düz anlamına gelen "ortos" ve diş anlamına gelen "dontos" kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuş olup “düzgün dişler” manasına gelmektedir.

Ortodontist ise; diş, çene ve yüzdeki düzensizliklerin teşhisi, tedavisi ve önlenmesi konusunda uzmanlaşmış diş hekimidir. Ortodontist olmak için, 5 yıllık diş hekimliği fakültesi eğitiminin ardından, dört yıl veya daha uzun sürebilen uzmanlık ya da doktora programını tamamlamış olmak gerekir. Sadece bu uzmanlık veya doktora eğitimini başarı ile tamamlamış olan diş hekimleri, ortodontist ya da ortodonti uzmanı ünvanını kullanabilir.

Ortodontik bozuklukların nedenleri nelerdir?

  • 1-Genetik faktörler; özellikle iskeletsel bozukluğu olan bireylerde soy geçmişte benzer bir anomalinin olup olmadığı önemlidir. Kalıtımsal diş eksiklik ya da fazlalıkları, dar üst çene, açık kapanış, örtülü kapanış, çapraşıklık problemleri, dişler arası geniş boşlukların bulunması, üst çenenin normalden önde veya geride oluşu, alt çenenin normalden önde veya geride oluşu kalıtımsal olarak geçiş gösterebilmektedir. Bu durumda ortodontik sorunların ortaya çıkması kaçınılmaz olmaktadır. Yapılması gereken ise; çocuğu süt dişlenme döneminden başlayarak düzenli olarak diş hekimi ve ortodonti uzmanına kontrole götürmektir.
  • 2-Koruyucu diş hekimliğinin hastalara sunduğu olanaklardan yararlanılmamış olabilir; mesela süt dişlerindeki çürükler "nasıl olsa değişecek" mantığıyla tedavi edilmemiş veya zamanından önce çekilmiş olabilir. Böylece süt dişleri altlarından gelecek olan daimi dişlerin yerini koruyamamış olacak ve yeterli yer bulamayan daimi dişler çapraşıklık oluşturacak ya da zamanı geldiğinde süremeyip gömülü kalacaklardır.
  • 3-Kulak-burun-boğaz problemleri; sık bademcik iltihabı, burun ve geniz eti varlığı, sürekli ağız solunumu gibi sorunlar çene kemiklerinin doğru şekillenmesinde engel oluşturabilir, üst çene darlığı ve diş sürme bozuklukları yaratabilirler.
  • 4-Kötü alışkanlıklar; parmak emme, uzun süre yalancı emzik veya biberon kullanma, dil emme, dudak emme, kalem ısırma, tırnak yeme, bebeklik (infantil) yutkunmasının devam etmesi gibi kötü alışkanlıklar diş ve çene yapılarında ortodontik bozukluklara neden olabilmektedir.

Ortodontik tedavinin amacı nedir?

Ortodontik tedavi, dişlerdeki çapraşıklığı ve çeneler arasındaki uyumsuzluğu düzelterek; sadece estetiğe yönelik olmayıp, ileride olması muhtemel dişeti hastalıkları ve çene eklemindeki problemleri önlemenin yanı sıra çiğneme fonksiyonunu ve bozuk olan konuşmayı düzeltmeye yardımcı olmaktadır. Yani ortodontik tedavi estetik, fonksiyon (çiğneme) ve fonasyonu (konuşma) düzeltmeyi hedefler.

Ortodontik tedavi yapılmazsa kapanış problemleri ne gibi sorunlara neden olur?

Dişlerdeki çapraşıklık durumunda dişlerin temizlenmesi zordur. Çene bozukluğuna veya dişlerdeki dizilim problemlerine bağlı malokluzyonlar (kötü kapanış), diş yüzeylerinde aşınmalara, çiğneme fonksiyonunda zorluklara ve dişleri destekleyen kemik ve diş etinde aşırı yük birikimine neden olabilir. Tedavi edilmediğinde bu problemler daha komplike tedavi gereksinimlerine neden olabilir.

Ortodontist ile tanışma yaşı ne olmalıdır?

Çocukların ortodontist ile tanışma yaşı, daimi dişlerin çıkmaya başlamasıyla beraber 6-7 yaş civarında olmalıdır. Bazı kapanış problemlerinin erken dönemde tedavi edilmesi zorunluluğu sebebiyle bu yaşı kaçırmamak oldukça önemlidir. Erken dönemde yapılan ve komplike olmayan bu koruyucu ve önleyici ortodontik tedaviler ile ileride karşılaşılabilecek ciddi problemlerin önüne geçilmiş olur.

Ortodontik tedavi için yaş sınırlaması var mıdır?

Ortodontik tedavi, iskeletsel bir problemin olmadığı, kapanış probleminin sadece dişlerle sınırlı olduğu yani dişsel kapanış problemlerinin varlığında her yaşta uygulanabilir. Hastanın yaşı sadece diş hareketinin hızını dolayısıyla tedavinin süresini etkiler. Erişkin ortodontisi günümüzde sıklıkla uygulanan bir tedavi şeklidir.

Ancak, iskeletsel bir problem varsa, tedavinin yaşı oldukça önem kazanır. Büyüme ve gelişim dönemi bitmeden iskeletsel problemler çenelerin büyümesinin yönlendirilmesiyle yani fonksiyonel ve ortopedik yaklaşımlar ile çözülebilir. Her kapanış probleminin tedavi zamanlaması farklıdır. Örneğin üst çenenin geride, alt çenenin ileride olduğu vakalarda tedaviye oldukça erken yaşta başlanır. Ancak alt çenenin geride olmasıyla karakterize vakalarda ise tam büyüme ve gelişim atılımının başlangıcını beklemek gerekir.

Yetişkin dönemde (büyüme ve gelişim bittikten sonra) ise bu tarz iskeletsel sorunlar, ortognatik cerrahi olarak adlandırılan ortodontik tedavi ve cerrahinin kombine olarak kullanıldığı bir yaklaşım ile düzeltilebilir.

Ortodontik planlama için neler gereklidir?

Ortodontik tedavide teşhis ve tedavi planlamasında öncelikler klinik muayene yapılır. Klinik muayene bulguları çekilen ağız içi ve dışı fotoğraflar ve röntgen filmleriyle (panoramik film, sefalometrik film ve bazı durumlarda dental tomografiler) desteklenir. Tüm veriler birleştirilerek hasta için en uygun tedavi planlaması oluşturulur.

Ortodontik tedavi öncesinde ne gibi hazırlıklar yapılmalıdır?

Ortodontik tedaviye başlamadan önce mutlaka diş taşı temizliği yapılmalı ve varsa çürük dişler tedavi edilmelidir. Çekilmesi gereken dişlerin de tedavi öncesinde mutlaka işlemlerinin yapılmış olması gerekir.

Tedavi öncesi hastanın diş fırçalama alışkanlığını da mutlaka kazanmış olması, dolayısıyla ağız hijyeninin maksimum seviyede olması istenir.

Ortodontik tedavide ağız hijyeninin ve ağız bakımının önemi nedir?

Hastalar ortodontik tedavi sürecinde ağız bakımına daha çok önem vermelidir. Çünkü ağız içerisine eklenen ilave apareyler bakımı güçleştirir. İyi temizlenemeyen dişlerde çürükler oluşmaya başlar, bunlar başlangıçta beyaz nokta lezyonları şeklindedir, daha sonra ilerleyerek çürüğe dönüşür. İyi temizlenemeyen dişlerde, diş etleri plak birikimine bağlı olarak şişer, kanamalı hale gelir, daha sonra iltihap dişin çevresini saran kemiğe ilerleyerek daha ciddi periodontal sorunlara yol açabilir.

Bu gibi durumlar dikkate alındığında ortodontik tedavi öncesinde ağız hijyeninin en üst seviyede olması gerektiğini söyleyebiliriz. Tedavi öncesinde hasta mutlaka düzgün diş fırçalama alışkanlığı kazanmış olmalıdır. Ortodontik tedavi gören hastalar tedavi süresince her yemekten sonra dişlerini orta sertlikte bir diş fırçasıyla yeterli basınçla fırçalamalı, hareketli aparey kullanan hastalar ise dişleriyle beraber apareylerini de hekiminin önerdiği şekilde fırçalamalıdırlar.

Sabit ortodontik tedavi (braketlerin varlığında) süresince diyet nasıl olmalıdır?

  • 1.Fındık, fıstık, leblebi, badem gibi kuruyemişler, şeker, çikolata, kurabiye, pizza veya ekmeğin kenarı gibi sert yiyecekler ve patlamış mısır braketlerin kopmasına neden olacağı için yenilmemelidir.
  • 2.Sakız, lokum, jelibon, karamel gibi yapışkan yiyecekler braketlere zarar verebileceği için tüketilmemelidir.
  • 3.Yüksek oranda şeker ve asit içeren kola, fanta, sprite, seven up, fruko gibi içecekler içilmemelidir.
  • 4.Erik, kiraz, kayısı, zeytin, hurma gibi meyvelerin çekirdekleri braketleri kopartacağı için mutlaka çekirdekler dışarıda çıkartıldıktan sonra yenmelidir.
  • 5.Ekmek, simit, hamburger, elma gibi yiyecekler bir bütün halinde ısırarak değil, bıçakla dilimlenerek küçük lokmalar halinde arka dişlerle yenilmelidir.

Ortodontik tedavide dikkat edilmesi gereken durumlar nelerdir?

Ortodontik tedavinin zararlı olmaması için tedavi öncesinde mutlaka diş çürükleri tedavi edilmeli ve diş eti tedavisi yapılmış olmalıdır.

İyi bir ortodontik tedavi için hekim-hasta iş birliği şarttır. Randevulara düzenli olarak devam edilmesi (4-6 haftada 1) zorunludur. Aksi takdirde belirtilen sürelerde sonuca ulaşmak imkansızdır.

Apareylerin acıtması, bant veya braket düşmesi, aparey kaybı, kırılması gibi durumlarla karşılaşıldığında vakit kaybetmeden doktora haber verilmelidir. Tüm bunlar yapılmadığı takdirde tedavi süresi uzayacaktır ve tedavide istenilen sonuçlar elde edilemeyecektir.

Ağız bakımının iyi yapılması tedavi süresince zorunludur. Aksi durumda dişlerin özellikle ön yüzeylerinde kalıcı renklenmeler, beyaz lekeler ve çürükler meydana gelebilir.

Özellikle ortodontik tedavinin başında ağrı olması son derece normaldir. Ayrıca takılan apareylere alışma süresinde dil, dudak ve yanaklarda yaralanmalar olabilir. İlk iki günün sonunda büyük oranda azalacak olan bu sorunlar yaklaşık bir hafta sonunda yüksek ihtimalle tamamen düzelecektir. Gerekirse bu dönemde ağrı kesici alınabilir.

Tedavi amacıyla takılan apareyler, enselik gibi ağız dışı aygıtlar, ağız içi elastikler önerilen süre ve şekillerde takılmalıdır. Aksi takdirde etkili olmayacak ve tedavi süresi uzayacaktır.

Tedavi bittiğinde dişler genellikle eski yerlerine geri dönme eğilimindedir. Bu nedenle tedavi bitiminde hekim tarafından pekiştirme (retansiyon) dönemi uygulanır. Bu dönemde genelde hasta takıp çıkarılan şeffaf apareyler kullanır. Bu aygıtlar önerilen sürelerde takılmazsa ortodontik tedavi sonucunda elde edilen durum kalıcı olmaz ve geriye dönüşler görülebilir.

Ortodontik tedavinin çeşitleri nelerdir?

Daha çok dişlerdeki çapraşıklıkların düzeltilmesi olarak bilinen ortodontik tedavi, kendi içinde çeşitli tedavi tekniklerini barındırır. Ağızdaki ortodontik probleme göre;

  • Hareketli apareyler;
  • Fonksiyonel veya ortopedik aygıtlar,
  • Sabit apareyler (braketler),
  • Son yıllarda oldukça tercih edilen şeffaf hizalayıcılar (İNVİSALİGN) ile tedaviler yapılabilmektedir.
  • 1. Hareketli apareyler: Fazla karmaşık olmayan (hafif çapraşıklık ve yer darlığı durumlarında) ortodontik sorunlar, hasta tarafından takılıp çıkartılabilen plastik damaklık, teller ve vidalardan oluşan hareketli apareyler ile çözülebilmektedir. Hareketli apareyler ile yapılan tedavi erken dönem ortodontik tedavi olarak adlandırılır. 8-8,5 yaşından itibaren vakaya göre uygulanabilir.
  • 2. Fonksiyonel veya ortopedik (ağız dışı) aygıtlar: Alt veya üst çenenin yetersiz gelişimi veya aşırı gelişimi gibi iskeletsel problemlerde kullanılan bu aygıtlar; çenelerin belirli bir yöne doğru gelişmesine yardımcı olma veya çenelerin belirli bir yöne doğru büyümesine engel olma prensibiyle çalışırlar. Bu aygıtlar büyüme ve gelişim dönemi içerisinde kullanılır. Bu aygıtların bazıları ağız dışından kullanılırlar.
  • 3. Sabit ortodontik tedavi: Ortodontik tedavide en sık kullanılan yöntem olan sabit apareyler, dişlere yapıştırılan ve braket diye adlandırılan araçların üzerindeki oluklara yerleştirilen tellerin, dişleri hareket ettirmesi felsefesi ile etki gösterir. Bu braketler genelde dişlerin ön yüzeylerine yapıştırılırlar. Sabit ortodontik tedavi sırasında genelde tüm hastalar belirli bir dönem ağız içi elastikler kullanırlar.
  • 4. Şeffaf plaklarla yapılan ortodontik tedavi (İNVİSALİGN): İnvisalign, neredeyse görünmez, çıkartılabilir seri halinde kişiye özel üretilen plaklardan oluşan ve dişlerinizi düzeltmek için yapılan dijital bir ortodontik tedavi yöntemidir. Dijital ya da konvansiyonel olarak ölçünüz alındıktan sonra bilgisayar ortamında elde edilen tedavi planına göre plaklar üretilir. Bu plaklar hareketlidir. Ortalama 18-20 saat kullanılması önerilir. İnvisalign, şeffaf plaklarla ortodontik tedaviyi gerçekleştiren dünyadaki ilk firmadır. İnvisalign ile dünyada şu ana kadar yaklaşık 8.000.000 kişi tedavi olmuştur ve bu sayı günden güne artmaktadır. Ülkemizde invisalign sertifikası sadece ortodonti uzmanlarına verilmektedir. Kliniğimizde ortodonti uzmanı olarak çalışan hekimimiz Dr. Dt. Yasemen Boncuk Tüzgiray invisalign sertifikalı olup düzenli olarak şeffaf plak (İNVİSALİGN) tedavilerini uygulamaktadır.

Ortognatik cerrahi nedir?

Yetişkin dönemde (büyüme ve gelişim bittikten sonra) iskeletsel problemler varlığında, ortognatik cerrahi olarak adlandırılan ortodontik tedavi ve cerrahinin kombine olarak kullanıldığı bir yaklaşım ile hastalar tedavi edilir. Bu iskeletsel problemler;

  • Alt veya üst çenenin normalden önde olması,
  • Alt veya üst çenenin normalden geride olması,
  • Şiddetli ön açık kapanış varlığı,
  • Çene veya çene ucu asimetrileridir.

Bu yaklaşımda öncelikle dişler ortodontik olarak düzeltilir, sonrasında genel anestezi altında yapılan bir ameliyat ile çeneler olması gereken konumlara alınır ve ameliyat sonrasında ortodontik tedavi bir süre daha devam ederek son düzeltmeler yapılır. Toplam tedavi süresi vakanın şiddetine göre değişmektedir.

Pekiştirme tedavisi nedir?

Aktif ortodontik tedavinin bitiminden sonra dişlerin tedavi öncesi durumuna dönmesini engellemek yapılan pasif tedavi fazına pekiştirme veya retansiyon dönemi denmektedir. Bu dönemde kullanılan apareyler pasiftir ve sadece dişlerin sabitlenmesini sağlar. Hareketli görünmeyen şeffaf plaklar kullanıldığı gibi birçok vakada da alt veya üst ön dişlerin iç kısmına yapıştırılan ve sabit retainer olarak adlandırılan sabit pekiştirme apareyleri kullanılır. Sabit retainer varlığında, diş ve diş eti sağlığını korumak için hastanın özenli bakım yapması gerekmektedir. Aktif döneme göre ne kadar kolay görünse de oldukça önemli bir aşamadır ve dikkatle uygulanmalıdır.